Translate / Tercüme et

Saturday, 13 March 2010

Bu golün anlamı!

Melih Aşık Açık Pencere m.asik@milliyet.com.tr

Cumhurbaşkanı Gül, İsveç Parlamentosu’ndan geçen soykırım tasarısı için “Önemli değil” demiş. Kendilerinin kişisel mutluluğu için önemli olmayabilir. Ama ülkenin ulusal gururu ve onuru adına önemli bir olumsuzluk bu... İsveç’te bu gelişmeyi yakından izleyen Yazar Abdullah Gürgün notlar yollamış:
- Bu önergede artık sadece Ermeniler yok. Süryani, Asuri, Keldani ve Pontus Rumları da var.
- Bu önergede yalnız İsveç’in kabul etmesiyle yetinilmiyor. Soykırımın Avrupa Birliği’ne, Birleşmiş Milletler’e ve Türikye’ye kabul ettirilmesine çalışılacağı karara bağlandı...
- Uluslararası Hukuk Profesörü Ove Brink’e göre soykırımı tanımak yetmez, kurbanlara sembolik bir tazminat verilmelidir. Sırada ne olduğu sanırız anlaşılmaktadır.
- İlginç bir söylem de İsveç Parlamentosu’nun Yunan kökenli milletvekili Nikos Papadopulos’dan geldi: Nikos, “1915 -1925 arası Osmanlı’nın yaptığına soykırım denir” dedi. Böylece soykırım 1925’e uzatıldı!
- Çok yakında sıykırım diğer İskandinav ülkelerinde gündeme gelecektir.
- Tasarı geçtiği takdirde yaptırımlar uygulanacağı, Başbakan’ın İsveç gezisini iptal edeceği vb, açıklansa bunun bir anlamı olabilirdi. Ama hükümet hiçbir ön tepki koymadı.
- Banu Avar İsveç hakkında bir belgesel yaptı ve belgeselde Laponlara uygulanan haksızlıkları dile getirdi diye geçmişte ortalık birbirine girdi. İsveç Dışişleri anında devreye girdi. Banu Avar’ın programı kaldırıldı sonra da zaten kendisi yok edildi.
- Bir ülke onurunu korumasını bilmezse elbette dünyanın şamar oğlanı olacaktır.

Silah batırdı...
Komşu Yunanistan ekonomik krizler içinde kıvranıp duruyor...
Krizin ana nedenlerinden biri yüksek silah harcamaları...
Yunanistan, 2000 yılından 2008 yılı sonuna kadar toplam 76 milyar dolar silah harcaması yapmış.
Adam başına ortalama 700 dolar harcama görünüyor.
Yunanistan’ın krizden çıkabilmesi için askeri harcamaları da büyük ölçüde kısması gerekiyor.
Peki Türkiye’nin durumu nedir?
Dokuz yıllık aynı dönem içinde Türkiye’nin silah harcamaları 120 milyon dolar olmuş.
Aynı sürede özelleştirmelerden elde edilen gelirin yaklaşık üç katı...
Yunanistan gibi Türk ekonomisini çökerten de silah harcamalarıdır...
Şimdi ortaya çıkan ekonomik gerçekler aynı zamanda bir fırsatın da başlangıcı olabilir aslında.
Neden iki ülkenin liderleri baş başa verip karşılıklı asker ve silah indirimini görüşmüyor?
Neden iki ülke aç kalma pahasına ABD silah sanayiini ayakta tutma görevine böyle sıkı sarılmış durumda?
Bu konuyu kim gündeme getirecek?

Okuma parçası
Arkadaşımız Aslı Aydıntaşbaş’ın geçenlerde bir yazısında geçen şu bölüm günceli anlamak için yararlı:
“...Siyasi aktörler artık oyun kurucu olma özelliğini kaybetti. Olayları şekillendirmek yerine akan sel suyunda bir dala tutunmaya çalışıyorlar.
Hükümette, orduda, medyada birçok kişi, ülkede Ergenekon ve bazı davaları yönlendiren, bu davalarla ilgili haberleri servis yapan üçüncü bir güç olduğuna, kontrolün onların elinde olduğuna inanıyor...”

Rozet
Dün sabah “Lig Radyo”da dinleyicilerin de katıldığı bir program yayımlanıyor.
GS’li bir taraftar: ”Üzerinde hem Galatasaray hem Atatürk olan bir rozet aradım bulamadım. Oysa Fenerbahçe’nin böyle rozetleri var” diyor.
Sunucu aniden rahatsız oluyor:
- GS’liliğini göstermek istiyorsan GS rozeti takarsın, siyasi konuları buraya karıştırmaya gerek yok...
Dinleyici ısrarlı;
- Neden siyasi olsun, bu bizim ortak değerimiz...
Konu uzadı, sunucu ısrarını sürdürdü ve sözü şöyle noktaladı:
- Evet benim çocukluğumda öyleydi ama artık bu siyasi bir konu haline geldi, netameli bir konu!
Atatürk artık netameli bir konu oldu kısacası...

Source/Kaynak: milliyet.com.tr

No comments:

Post a Comment